OSMANLI YAHUD�LER�
Cahiliye Toplumunda Y�NET�C� KARAKTER�
S�per G��l� Malzeme Elde Etme Yolunda Yeni Aray��lar: �r�mcek Ipe�i �reten Ke�iler

Etraf�n�zdaki Her�ey Gibi Asl�nda Siz de Molek�llerden Olu�uyorsunuz!
D�nyay� Kana Bulayan iki Siyasi G�c�n Benzerlikleri S�YON�ZM ve HA�LILAR
Bilimin Rotasi Do�ru �izilmelidir
DO�A ve TEKNOLOJ�

Kuran'da Kadina Verilen �nem
Kibris'ta D�n�m Noktasi
Atomdaki Tasar�m�n A�t��� Yeni Ufuk: �letken Plastikler
Ka��n�lmaz Ger�ekler Ya�l�l�k ve �l�m

www.harunyahya.org

Ara�t�rma'dan



Bilimin Rotas� Do�ru �izilmelidir



Bu ger�eklerden olduk�a uzak hareket eden materyalist bilim adamlar� taraf�ndan y�nlendirilen bilimin, �zellikle son iki y�z y�ld�r, ne denli vakit kaybetti�i g�zler �n�ndedir. Ger�ekleri g�remedikleri i�in bu yolda yapt�klar� �al��malar�n b�y�k k�sm�n�n heba oldu�u ve bu u�urda harcanan trilyonlarca liran�n nas�l bo�a gitti�i de ortadad�r. ��te bu nedenle, insanlar�n kesin olarak bilmeleri gereken bir ger�ek vard�r: Bilim ancak Allah'�n sonsuz kudretini, evrendeki yarat�l�� delillerini ara�t�rma y�n�nde �al��t�k�a do�ru sonu�lara ula�abilir. Ancak rotas� do�ru �izilirse, yani do�ru y�nlendirilirse bilimin ger�ek amac�na en k�sa s�rede ula�mas� sa�lanabilir.

Yanl�� Y�nlendirilen Bilimi Bekleyenler
Bilimsel bir s�recin ilk a�amas� hipotez belirlemedir ve bu s�re�, bilim adamlar�n�n benimsedi�i temel bak�� a��s� ile ilgilidir. �rne�in bilim adamlar�, sahip olduklar� temel bak�� a��s� nedeniyle, "maddenin, herhangi bir bilin�li d�zenleme olmadan kendi kendini d�zenleme y�n�nde bir e�ilimi vard�r" gibi bir hipotezle yola ��kabilirler. Sonra da bu hipotezi do�rulamak i�in y�llar s�ren ara�t�rmalar yapabilirler. Ama maddenin b�yle bir �zelli�i yoktur ve dolay�s�yla t�m bu �aba ba�ar�s�zl�kla sonu�lan�r; ortaya �ok b�y�k bir zaman ve imkan kayb� ��kar. Oysa e�er ba�lang��ta "maddenin, herhangi bir bilin�li d�zenleme olmadan kendi kendini d�zenlemesi m�mk�n de�ildir" fikri ile yola ��k�lsa, buna dayal� bilimsel ara�t�rmalar �ok h�zl� ve verimli ilerler.
Dikkat edilirse, bu nokta, yani hipotezi do�ru belirleme noktas�, bilimsel bulgulardan farkl� bir kayna�� gerektirmektedir. Bu kayna�� do�ru tespit etmek ise �ok �nemlidir, kayna��n yanl�� belirlenmesi, bilim d�nyas�na, y�llar, ony�llar, hatta as�rlar kaybettirebilir. ��te bu aranan kaynak, Allah'�n insanlara ula�t�rd��� vahiydir. ��nk� Allah evrenin ve t�m canl�lar�n Yarat�c�s�'d�r ve dolay�s�yla bunlar hakk�ndaki en do�ru, tart��mas�z bilgi Allah'tan gelen bilgidir. Nitekim Allah Kuran'da bu konular hakk�nda bize �nemli bilgiler vermektedir. Bunlar�n en belirginlerini ��yle s�ralayabiliriz:
1) Allah, evreni yoktan var etmi�tir. Materyalist bilim adamlar�n�n iddia etti�i gibi, evrende hi�bir �ey tesad�fi olaylar sonucunda veya kendili�inden meydana gelmemi�tir. Do�ada ve t�m evrende tesad�flerin olu�turdu�u bir kaos de�il, Allah'�n bilin�li bir tasar�mla yaratt��� kusursuz bir d�zen bulunmaktad�r.
2) �zerinde ya�ad���m�z D�nyan�n t�m �zelliklerini, insan ya�am�na uygun olmas� i�in Allah �zel olarak tasarlam��t�r. Y�ld�zlar�n ve gezegenlerin hareketlerinde, yery�z� �ekillerinde, suyun ya da atmosferin �zelliklerinde, insan ya�am�na imkan sa�layan belirli bir ama� bulunmaktad�r.
3) T�m canl� t�rlerini Allah yaratm��t�r. Dahas�, bu canl�lar�n hareketleri de Allah'�n �zel ilham�yla ger�ekle�mektedir.
Allah yarat�l�� hakk�nda bir ayetinde ��yle buyurmaktad�r:
"G�klerin ve yerin m�lk� O'nundur; �ocuk edinmemi�tir. O'na m�lk�nde ortak yoktur, her �eyi yaratm��, ona bir d�zen vermi�, belli bir �l��yle takdir etmi�tir." (Furkan Suresi, 2)
Bu ger�ekleri temel alan bir bilim anlay��� da hi� ��phesiz �ok b�y�k bir ba�ar� elde edecek, �ok verimli bir bi�imde insanl��a hizmet verecektir. Nitekim tarihte bunun a��k �rnekleri vard�r. M�sl�man bilim adamlar�n�n d�nyan�n en ileri medeniyetine �nc�l�k ettikleri 9. ve 10. y�zy�llar, bilimin yukar�da say�lan do�ru temellere oturtulmas� sayesinde m�mk�n olmu�tur. Bat�'da da, fizik, kimya, astronomi, biyoloji, paleontoloji gibi bilim dallar�n�n t�m �nc�leri, Allah'�n varl���na inanan ve O'nun yaratt�klar�n� inceleme amac�yla ara�t�rma yapan b�y�k bilim adamlar�d�r. Ancak 19. y�zy�l�n ortalar�ndan bu yana, bilim d�nyas� Allah inanc�ndan uzakla�arak, materyalist felsefenin etkisi alt�na girmi�tir.
Materyalizm, maddenin mutlak varl���na inan�r. Ger�ekte Allah'� ve O'nun mutlak hakimiyetini inkar etmek ama�l� bu iddialar�n� bilim d�nyas�na a�amal� olarak benimseten materyalistler, 19. y�zy�l�n ikinci yar�s�ndan itibaren de bilimsel ara�t�rmalar�n �nemli bir b�l�m�n� bu iddialar� desteklemeye ay�rm��lard�r. Ancak bug�n geriye d�n�p bak�ld���nda, materyalizmin iddialar�n�n bilime sadece zaman kaybettirdi�ini g�r�r�z. ��nk� bu iddialar�n her birini ispatlayabilmek i�in on y�llar boyunca say�s�z bilim adam� �abalam��, ancak ortaya ��kan sonu�lar bu iddialar�n ge�ersizli�ini g�stermi�tir. Bulgular, Allah'�n Kuran'da haber verdi�i gibi; evrenin yoktan yarat�ld���n�, insan ya�am�n� g�zeten bir amaca g�re tasarland���n�, canl�l���n tesad�flerle do�mas� ve evrimle�mesinin imkans�z oldu�unu ispatlam��t�r.



Evrendeki Tasar�m� �nkar Etmenin Kaybettirdikleri
Evrendeki t�m denge, ahenk ve uyumun sadece tesad�flerin bir eseri oldu�unu �ne s�ren materyalistler, evrende bir ama� ve tasar�m olmad���n� da iddia etmi�lerdir. Bu iddia da yine 19. y�zy�l�n ikinci yar�s�ndan itibaren bilim d�nyas�na hakim olmu� ve bilimsel �al��malara y�n vermi�tir.
�rne�in, evrende bir tasar�m olmad���n� g�sterebilmek amac�yla, "kaos teorisi" adl� bir varsay�m ortaya at�lm��t�r. Bu teori uyar�nca, kaosun (karma�an�n) i�inden kendi kendine d�zenlilik olu�abilece�i iddia edilmi� ve bu iddiay� destekleyebilmek i�in say�s�z bilimsel �al��ma yap�lm��t�r. Matematiksel hesaplar, teorik fizik �al��malar�, fiziksel deneyler ve kimyasal ara�t�rmalar, hep "evrenin bir kaosun �r�n� oldu�u nas�l g�sterilebilir" sorusuna cevap bulmak i�in s�rd�r�lm��t�r.
Ancak bu ama�la yap�lan her ara�t�rma, evrende kusursuz bir tasar�m bulundu�unu g�stermi� ve kaos ve tesad�f varsay�mlar�n� biraz daha ge�ersiz k�lm��t�r. �zellikle 1960'l� y�llardan itibaren yap�lan ara�t�rmalar, evrendeki t�m fiziksel dengelerin insan ya�am� i�in �ok hassas bir bi�imde ayarland���n� ortaya koymaktad�r.

Evrim Masal�n� Kan�tlama ��rp�n��lar� Bilime Zarar Veriyor
G�n�m�zde hala inkarc�lar taraf�ndan b�y�k destek g�ren Darwin'in evrim teorisi, bilimin yanl�� temeller �zerine oturtulmas�n�n en somut �rne�idir. 140 y�l �ncesinde bilim d�nyas�n�n g�ndemine giren bu teori, ger�ekte t�m bilim tarihinin en b�y�k yan�lg�s�n� olu�turmaktad�r. (Kuran Bilime Yol G�sterir, Harun Yahya)
Evrim teorisi, canl�l���n tesad�fler sonucunda baz� cans�z maddelerin biraraya gelmeleriyle olu�tu�unu iddia eder. Ayn� iddiaya g�re, tesad�fen olu�an bu canl�lar yine tesad�fler sonucu evrimle�erek ba�ka canl�lara d�n��m��lerdir. Bu senaryonun ispatlanmas� i�in bir bu�uk as�rd�r �ok b�y�k bir �aba harcanmakta, ama bilimsel deliller hep teorinin aleyhine ��kmaktad�r. Bulunan b�t�n deliller evrimin asla ger�ekle�medi�ini, canl�lar�n birbirine a�amal� d�n���m�n�n s�z konusu olmad���n�, t�m canl� t�rlerinin ayr� ayr� ve olduklar� �ekilde yarat�ld�klar�n� g�stermektedir.
T�m bu a��k delillere ra�men, ger�ek olmayan bir iddiay� ispatlamak ad�na evrimciler taraf�ndan say�s�z ara�t�rma ve deneyler yap�lmakta, sadece safsatalardan ve aldatmacalardan ibaret ciltlerce kitap yaz�lmakta, enstit�ler kurulup, konferanslar verilip, televizyon programlar� haz�rlanmaktad�r. Bu sapk�n yolda binlerce bilim adam�n�n zaman�n�n, hesaps�z paran�n ve imkan�n heba edilmesi insanl�k i�in �ok �nemli bir kay�pt�r. T�m bu zarar yerine e�er bu imkanlar yerinde kullan�lm�� olsayd�, bug�ne kadar bilimde �ok faydal� konularda, �ok �nemli ad�mlar at�lm��, kesin sonu�lar elde edilmi� olabilirdi. Baz� bilim adamlar� ya da d���n�rler, evrimin ne denli b�y�k bir yan�lg� oldu�unu g�rmektedirler. �rne�in Amerikal� felsefeci Malcolm Muggeridge, bu konuda ��yle der:
"Ben kendim, evrim teorisinin, gelece�in tarih kitaplar�ndaki en b�y�k alay konular�ndan biri olaca��na ikna oldum. Gelecek ku�aklar, bu kadar dayanaks�z ve belirsiz bir hipotezin inan�lmaz bir safl�kla kabul edilmesini hayretle kar��layacakt�r." (Malcom Muggeridge, The End of Christendom, Grand Rapids: Eerdmans, 1980, s. 59)



Sonu�
�evremizde ve i�inde ya�ad���m�z evrende, Evrim teorisinin kurucusu Darwin'i dahi rahats�z eden (Bir tavusku�unun t�y� ise ne zaman baksam beni hasta ediyor.-Charles Darwin), yarat�l��a ait say�s�z delil bulunmaktad�r. Bir sivrisinekteki hayranl�k verici sistem, bir tavusku�unun kanatlar�ndaki muhte�em sanat, g�z gibi karma��k ve m�kemmel bir organ ve daha milyonlarca varl�k iman eden insanlar i�in Allah'�n varl���n�n ve O'nun �st�n ilminin ve akl�n�n delilleridir.
Yarat�l�� ger�e�ini kabul eden bir bilim adam� da, do�ay� bu g�zle inceleyecek ve yapt��� her g�zlemden, d�zenledi�i her deneyden b�y�k bir zevk alacak, yeni ara�t�rmalar i�in ate�leyici g�� bulacakt�r. Oysa evrim ve materyalizm gibi hurafelere inanmak ve bunlar� bilime ra�men savunmaya �al��mak, psikolojik y�nden bilim adamlar�n� da s�k�nt�ya sokar. Evrendeki ahenk ya da canl�lardaki tasar�m, onlar i�in b�y�k bir s�k�nt� kayna�� olur. G�rd�kleri apa��k delillere g�zlerini kapatan bu ki�ilerde, do�al olarak ger�eklere kar�� umursuzluk ve buna ba�l� bir yarg� bozuklu�u geli�ir.
H�ristiyanlara seslenirken; "e�er bir heykelin sizlere el sallad���n� g�rseniz dahi, bir mucize ile kar�� kar��ya oldu�unuzu sanmay�n... �ok k���k bir olas�l�kt�r, ama belki de heykelin sa� kolundaki atomlar�n hepsi, tesad�fen, bir anda ayn� y�nde hareket etme e�ilimi i�ine girmi� olabilirler" diyen �nl� evrimci Richard Dawkins, bu yarg� bozuklu�unun klinik bir �rne�idir. (Richard Dawkins, The Blind Watchmaker, London: W. W. Norton, 1986, s. 159)
Bilimin ilerleyebilmesi i�in, 19. y�zy�l�n bu sapk�n inan�lar�n�n bir kenara b�rak�lmas� ve �zg�rce d���nen ve g�rd��� ger�e�i kabul etmekten �ekinmeyen bilim adamlar� gerekmektedir.











�zg�rl�k, hemen hemen her toplum ve ideolojiden ki�inin hemfikir oldu�u ve savundu�u bir kavramd�r. �nsanl�k tarihindeki �at��malar�n, sava�lar�n �o�undaki ama�, �zg�rl��� kazanmak olmu�tur.
Bat� d���ncesinin �zg�rl��e verdi�i anlam� ��yle �zetleyebiliriz: �zg�rl�k, insana, di�er insanlar (toplum) ya da devlet -veya ba�ka herhangi bir kurum- taraf�ndan hi�bir k�s�tlama ve bask� yap�lmamas�d�r.Bug�n Bat� toplumlar�n�n i�inde bulunduklar� toplumsal yap�, modern Bat� felsefesi taraf�ndan tarifi yap�lan "�zg�rl�k" kavram�n�n, insan�n kurtulu�unu sa�lamad���n� g�stermektedir.



Okullarda, bilimsel kaynaklarda ve bir k�s�m medyada, teori ispatlanm�� bir ger�ek gibi sunulmakta, pek �ok insan da bu nedenle evrimi hi� sorgulamadan kabul etmektedir. Oysa her ge�en g�n geli�en, paleoantropoloji, antropoloji ve mikrobiyoloji gibi bilim dallar�, s�z�n� etti�imiz yayg�n inan���n aksine, evrim teorisini s�rekli yalanlamaktad�rlar. Evrimi ispatlamak i�in 150 y�ld�r aral�ks�z s�rd�r�len �al��malar, teoriyi ��r�tmekten ba�ka bir sonuca varamam��lard�r.
Bu ger�e�e ra�men, evrim teorisinin bu denli yayg�n bir bi�imde savunulmas� ve insanlara empoze edilmesinin tek nedeni ise, teorinin ideolojik y�n�d�r.