OSMANLI YAHUD�LER�
Cahiliye Toplumunda Y�NET�C� KARAKTER�
S�per G��l� Malzeme Elde Etme Yolunda Yeni Aray��lar: �r�mcek Ipe�i �reten Ke�iler

Etraf�n�zdaki Her�ey Gibi Asl�nda Siz de Molek�llerden Olu�uyorsunuz!
D�nyay� Kana Bulayan iki Siyasi G�c�n Benzerlikleri S�YON�ZM ve HA�LILAR
Bilimin Rotasi Do�ru �izilmelidir
DO�A ve TEKNOLOJ�

Kuran'da Kadina Verilen �nem
Kibris'ta D�n�m Noktasi
Atomdaki Tasar�m�n A�t��� Yeni Ufuk: �letken Plastikler
Ka��n�lmaz Ger�ekler Ya�l�l�k ve �l�m

www.harunyahya.org

Ara�t�rma'dan



G�n�m�z�n Hastal���: F�rsat��l�k ve ��karc�l�k


Kendisine Kuran'� ve Peygamber Efendimiz'in s�nnetini yol g�sterici olarak kabul eden ki�inin en belirgin �zelliklerinden biri, son derece fedakar olu�udur. Fedakard�r, ��nk� t�m m�lk�n Allah'a ait oldu�unu ve O'nun r�zas�n� aramak i�in kendisine emanet olarak verilmi� �eyleri de O'nun g�sterdi�i �ekilde hay�r yolunda harcamas� (infak etmesi) gerekti�ini bilir. Bu harcama, yani infak, �slam'�n en temel ibadetlerinden biridir. M�minlerin, sahip olduklar� mallar� ellerinden geldi�i �l��de infak etmeleri, yani Allah'�n Kuran'da sayd��� kimselere -"...fakirler, d��k�nler, zekat i�inde g�revli olanlar, kalpleri �s�nd�r�lacaklar, k�leler, bor�lular, Allah yolunda olanlar ve yolda kalm��lar"- (Tevbe Suresi, 60) vermeleri gerekir. Allah'�n r�zas� i�in yap�lacak olan bu ibadet, m�minler i�in b�y�k zevk, ne�e ve huzur kayna��d�r. Allah Bakara Suresi'nin 177. ayetinde as�l iyili�in "mala olan sevgisine ra�men, onu yak�nlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalm��a, isteyip-dilenene ve k�lelere (�zg�rl�kleri i�in) verenlerin tavr�" oldu�unu; �nsan Suresi 8. ayetinde ise m�minlerin "ona duyduklar� sevgiye ra�men yeme�i, yoksula, yetime ve esire yedirdikleri"ni bildirir. "Sevdi�iniz �eylerden infak edinceye kadar asla iyili�e eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, ��phesiz Allah onu bilir" (Al-i �mran Suresi, 92) ayeti de, konunun �nemini a��klamaktad�r. (Harun Yahya, Adaml�k Dini)
Kuran ahlak�n�n hakim oldu�u bir toplumun da, ku�kusuz en �nemli �zelliklerinden biri fedakarl�k olacakt�r. Bu toplumda, en b�y�k de�er Allah'�n r�zas�d�r ve Allah'�n r�zas�n� kazanman�n �nemli bir yolu olan infak ve fedakarl�k yo�un bir bi�imde uygulan�r. Toplumun �yeleri, kendi �ahsi menfaatlerini de�il, m�min toplumunun genel menfaatlerini d���n�r ve ona g�re davran�rlar. Kendi menfaatleri ile bir di�er m�minin menfaati �at��t���nda ise, Allah'�n r�zas�n� kazanmak i�in, kar�� taraf�n menfaatine uygun davran�rlar. Gizlinin de gizlisini bilen Rabbimiz Kuran'da, Medine'ye hicret eden m�minlerle Medineli m�minler aras�nda ya�anan �st�n ahlak �rneklerini �u �ekilde tarif etmi�tir:
"Kendilerinden �nce o yurdu (Medine'yi) haz�rlay�p iman� (g�n�llerine) yerle�tirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen �eylerden dolay� i�lerinde bir ihtiya� (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir a��kl�k (ihtiya�) olsa bile (karde�lerini) �z nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin "cimri ve bencil tutkular�ndan" korunmu�sa, i�te onlar, felah (kurtulu�) bulanlard�r." (Ha�r Suresi, 9)

"Gemisini Kurtaran Kaptan" Mant���n�n Zararlar�
Buna kar��l�k, Kuran ahlak�n�n ya�anmad��� bir ortamda �ahsi menfaatlere dayal� bir toplum modeli hakimdir. Bu �arp�k anlay���n hakim oldu�u toplulukta yeti�en bir insan da, �ocuklu�undan itibaren ��karc� ve bencil bir karaktere sahip olmas� y�n�nde te�vik edilir. Ailesinden, arkada�lar�ndan, toplumun genelinden g�rd��� �rnek insan modeli ��karc�, f�rsat��, her ortamda kendi �ahsi menfaatlerini g�zetip koruyan insan modelidir. Bu telkinle cahiliyenin �nemli bir kural�n� yani "gemisini kurtaran kaptan" olmay� ��renir. Bunun gibi bencillik telkin ederek insanlar� uyan�kl��a ve f�rsat��l��a iten tav�rlar o toplumda s�z sahibi olmak i�in aran�lan �zelliklerdir. Her ortamda kendi ��kar�na maksimum fayda sa�layabilmek bunun g�stergesidir. Buna g�re insan, i�inde bulundu�u her durumda kendi �ahsi menfaatlerini d���nmeli, "en �ok fayda" prensibi ile hareket etmelidir. Bireyler aras�ndaki ili�kiyi de yine en �ok fayda prensibi �ekillendirir. �� yerinde patron �al��anlardan, �al��anlar patronlar�ndan elden geldi�ince yararlanmaya �al���rlar. Al��veri�te m��teri sat�c�dan, sat�c� m��teriden; arkada�lar birbirlerinden en �ok oranda faydalanmaya �al���rlar.
Bu karakteri en ileri a�amada uygulayan ve bu k�t� ahlak�n kurallar�n�n gerektirdi�i b�t�n y�ntemlerle isteklerine ula�an insanlara gizli bir hayranl�k beslenir. Yap�lan i�in ger�ekte y�z k�zart�c� oldu�u pek fazla �nemsenmez. Herkes kendi olanaklar�n�n elverdi�i �l��de f�rsatlar� ka��rmaz ve imkanlar� oran�nda uygulamaya ge�irir.

G�steri� i�in Fedakarl�k Yapmaktan Ka��nmak
Bu davran�� �ekli Kuran ahak�n� ya�amayan toplumlarda ola�an kar��lan�r, ��nk� bu toplumun genel ahlak� haline gelmi�tir. Herkes kendi olanaklar� dahilinde kendinden bir kademe altta olan� sonuna kadar s�m�rme �abas� i�indedir. Bu t�r f�rsatlar� ka��rmak ise ak�ls�zl�k olarak de�erlendirilir. "D�nyaya bir kere gelinir" felsefesine dayal� bu zihniyet ki�ilerde Allah korkusunun bulunmamas�ndan kaynaklan�r. Bu anlay���n uyan�kl�k olarak tan�mland��� ve daha fazla d�nya nimeti edinmeyi hedefleyen ��kar yar���, insana �st�n ve sayg�n bir karakter yerine basit ve g�venilmez bir karakter kazand�r�r.
T�m bunlar�n yan�nda, adaml�k dinine mensup baz� insanlar�n da kimi zaman fedakarl�k g�sterdiklerine, fakirlere, ihtiya� sahiplerine yard�m yapt�klar�na rastlamak m�mk�nd�r. Ancak burada �nemli bir nokta vard�r: Adaml�k dininin s�z konusu "fedakar" mensuplar�, yapt�klar� harcamay� m�minlerinki gibi Allah r�zas� i�in de�il, genellikle insanlara g�steri� olsun diye yapmaktad�rlar. G�klerde ve yerde bulunan m�lk�n tek sahibi olan Allah, bir ayette, bu gibi insanlar�n durumunu ��yle haber vermi�tir:
"Ey iman edenler, Allah'a ve ahiret g�n�ne inanmay�p, insanlara kar�� g�steri� olsun diye mal�n� infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalar�n�z� ge�ersiz k�lmay�n. B�ylesinin durumu, �zerinde toprak bulunan bir kayan�n durumuna benzer; �zerine sa�nak bir ya�mur d��t� m�, onu ��r�l��plak b�rak�verir. Onlar kazand�klar�ndan hi�bir �eye g�� yetiremezler. Allah, kafirler toplulu�una hidayet vermez." (Bakara Suresi, 264)
Bu t�r kimseleri, fakirlere ya da kimsesiz �ocuklara yard�m i�in olu�turulmu� kurulu�lara b�y�k miktarlarda ba��� yaparken g�rebilirsiniz. Ama yapt�klar� bu ba���lar�n bilinmesi hatta medyada yer almas� ho�lar�na gider ��nk�; y�z binlerce ki�i bu "hay�rseverli�e" �ahit olur. Bu t�r g�steri�li ba���larla kendilerince iyi bir ticaret yapm�� olurlar. Verdikleri paraya kar��l�k toplumda iyi bir imaj sat�n almaktad�rlar. Bu, hem kibirlerini ok�ar hem de daha karl� yat�r�mlar yapmalar� i�in bir t�r sermaye olur.
Kalem Suresi'nde ise Rabbimiz, adaml�k dinindeki s�z konusu cimri karaktere sahip olan bah�e sahiplerinden ��yle s�z etmi�tir:
"Ger�ek �u ki, Biz o bah�e sahiplerine bela verdi�imiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti (erkenden ve kimseye haber vermeden) onu (bah�eyi) mutlaka dev�ireceklerine dair and i�mi�lerdi. (Bu konuda) hi�bir istisna yapm�yorlard�." (Kalem Suresi, 17-18)
"Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler: "E�er �r�n�n�z� dev�irecekseniz erkence kalk�p-��k�n." Derken, aralar�nda f�s�lda�arak ��k�p-gittiler: "Bug�n sak�n oraya hi�bir yoksul girip de kar��n�za ��kmas�n" (Kalem Suresi, 21-24)
Ayetlerde tarif edilen bah�e sahipleri, fakirlerle kar��la�madan i�lerine gitmeye �al��maktad�rlar. ��nk� fakirlere yard�m etmek istememektedirler, ��nk� bir fakirle kar��la�malar� durumunda, ona para vermek zorunda kalacaklard�r. Onlar� b�yle davranmaya zorlayan �ey, insanlar�n kendileri hakk�nda olumsuz d���necekleri y�n�ndeki endi�eleridir. K�sacas�, son derece samimiyetsiz, riyakar ve basit bir karaktere sahiptirler. Bu, adaml�k dininin temel karakterlerindendir.

�man Edenler Her Zaman Fedakard�rlar
M�minin �ahsiyeti ve asaleti ise yaln�zca Allah'�n r�zas�n� aramas�ndan ve d�nyada bir iyilik ve hay�r yar��� i�inde olmas�ndan kaynaklan�r. Allah'� memnun etmek i�in insanlar�n mal ve m�lk edinme yolunda g�sterdikleri �abalar de�il, yapt�klar� i�lerde O'nun r�zas�n� ne kadar g�zettikleri �nemlidir. Allah Kat�nda makbul olan �slam'�n, m�minlerin menfaatlerini s�rekli g�zetme, m�minlerin refah ve ferah�n� art�rma, Allah'�n r�zas�n�n her zaman en �o�unu aramakta taviz vermeme, nefsinin, heva ve hevesinin k�t� arzular�na kap�lmama, �eytan�n ve nefsinin
hile ve vesveselerine aldanmama, iman�n� ve akl�n� gitgide daha fazla artt�rma, ahlak�n� daha fazla g�zelle�tirme yolunda g�sterilen bir uyan�kl�kt�r. Bu �ekilde, Allah'�n r�zas�n�n en �o�unu arayan m�minlerin de asil ve �ahsiyetli karakterleri g�r�n�mlerine yans�r. Her�eyden haberdar olan Rabbimiz, Kuran'da bu durumu ��yle tarif etmektedir: "Muhammed Allah'�n el�isidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere kar�� zorlu, kendi aralar�nda ise merhametlidirler. Onlar�, r�ku edenler, secde edenler olarak g�r�rs�n; onlar, Allah'tan bir fazl (l�tuf ve ihsan) ve ho�nutluk aray�p-isterler. Belirtileri, secde izinden y�zlerindedir. ��te onlar�n Tevrat'taki vas�flar� budur: �ncil'deki vas�flar� ise: Sanki bir ekin; filizini ��karm��, derken onu kuvvetlendirmi�, derken kal�nla�m��, sonra saplar� �zerinde do�rulup-boy atm�� (ki bu) ekicilerin ho�una gider. (Bu �rnek) Onunla kafirleri �fkelendirmek i�indir. Allah, i�lerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir ma�firet ve b�y�k bir ecir va'detmi�tir." (Fetih Suresi, 29)
"Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimrili�i emreder (�nerir)ler. Allah'�n fazl�ndan kendilerine verdi�ini gizli tutarlar. Biz o kafirlere a�a��lat�c� bir azap haz�rlam���zd�r. Ve onlar, mallar�n� insanlara g�steri� olsun diye infak ederler, Allah'a ve ahiret g�n�ne de inanmazlar. �eytan, kime arkada� olursa, art�k ne k�t� bir arkada�t�r o. Allah'a ve ahiret g�n�ne inanarak Allah'�n kendilerine verdi�i r�z�ktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onlar� iyi bilendir." (Nisa Suresi, 37-39)










�zg�rl�k, hemen hemen her toplum ve ideolojiden ki�inin hemfikir oldu�u ve savundu�u bir kavramd�r. �nsanl�k tarihindeki �at��malar�n, sava�lar�n �o�undaki ama�, �zg�rl��� kazanmak olmu�tur.
Bat� d���ncesinin �zg�rl��e verdi�i anlam� ��yle �zetleyebiliriz: �zg�rl�k, insana, di�er insanlar (toplum) ya da devlet -veya ba�ka herhangi bir kurum- taraf�ndan hi�bir k�s�tlama ve bask� yap�lmamas�d�r.Bug�n Bat� toplumlar�n�n i�inde bulunduklar� toplumsal yap�, modern Bat� felsefesi taraf�ndan tarifi yap�lan "�zg�rl�k" kavram�n�n, insan�n kurtulu�unu sa�lamad���n� g�stermektedir.



Okullarda, bilimsel kaynaklarda ve bir k�s�m medyada, teori ispatlanm�� bir ger�ek gibi sunulmakta, pek �ok insan da bu nedenle evrimi hi� sorgulamadan kabul etmektedir. Oysa her ge�en g�n geli�en, paleoantropoloji, antropoloji ve mikrobiyoloji gibi bilim dallar�, s�z�n� etti�imiz yayg�n inan���n aksine, evrim teorisini s�rekli yalanlamaktad�rlar. Evrimi ispatlamak i�in 150 y�ld�r aral�ks�z s�rd�r�len �al��malar, teoriyi ��r�tmekten ba�ka bir sonuca varamam��lard�r.
Bu ger�e�e ra�men, evrim teorisinin bu denli yayg�n bir bi�imde savunulmas� ve insanlara empoze edilmesinin tek nedeni ise, teorinin ideolojik y�n�d�r.